Ben hayatimda daha yolun basindayken duygusal olarak çok hata yaptim. Belki sorun bendeydi, belki seçtiğim kızlardaydı, belki de sadece yanlış yerde doğduğum içindi,bilemiyorum artik. O zamandan sonra bağlanma korkusuyla yasadim. Hatta bir terslik olur aşık olurum diye arkadaş bile olamadım kızlarla. Bir kiza bakip ne kadar sevimli dediğimde içimdeki ses hey hey kendine gel hoşlanmaya başlama sakin diyordu. Hayatimda bir kiz olmadan yaşamayi ögrendim. Sonrada duygularımı birakinca haytımın her alaninda daha efektif hareket ettiğimi gördüm. Hobilerim olsun derslerim olsun hepsini daha iyi idare ediyordum adeta önüne çıkan engelleri her koşulda aşan çok keskin bir insan oldum. Önceliğim kendimi iyi olmak istedigim her alanda gelistirmek oldu. Sevgilim olmamasından yalnız olmaktan korkmuyorum. Kendimi sevmeye başlayınca kendimle baş başa kalmak korkutmamaya başladi. Ben duygusal bağ kurmaktan,birinden hoşlanmaktan, sevgili olmaktan korkuyorum. Ama sevme sevilme isteğini de içimden atamıyorum. Özellike baharın geldiği bu zamanlarda sürekli dışarı çıkmaya çalışıyor. Konsantrasyonum bozulmaya başladı. Kalbimin beynime darbe yapmasından korkuyorum. Eğer birine birşeyler hissedersem bu benim sonum olur, bütün planlarım altüst olur, yaşam düzenimin yerini kaos alacak. Bazilariniz piskolojik rahatsizligin var tedavi ol diyebilir, belki de var ama aşık olmadigim zamanlarda hic canim yanmiyor, güclü ve konsantreyim hayatımı kontrol ediyorum. Aşık olduğumdaysa zayif, aciz,mutluluğu başka birine bagli, akli basinda olmayan canı yanan biri oluyorum. Bence benim için aşk piskolojik bir hastalık. Ömrümün sonuna kadar böyle devam edeceğim demiyorum. Şartlar değişirse veya toplum veya ben değişirsem denerim tekrar. Ben mühendisim sistemin durum cevabını,tranfer fonksiyonunu biliyorsam sistemden nasil bir sey olarak cikacagimi görmek icin sisteme giris yapmam gerekmiyor. Çünkü ayni seyi ayni kosullarda defalarca yapmak aptallik oluyor.(Bu sevme sevilme duygusunu temelli bastırmayı başaran varsa nasıl yaptığını anlatabilir mi?)