Yemekhane’de işlerimi hallettikten sonra yorucu bir günün ardından kışla yolunda yürürken sizi gördüm. O iki yaşlı ağacın arasındaki o bankta nedense durdum ve bir kaç saniye sizi izledim. En sevdiğim kitabı okuyordunuz ve o kısa
saçlarınızı akşamın habercisi olan akşamüstünde ne kadar da güzeldi. O dertsiz tasanız halinizle keyifle sadece ona odaklanmış vaziyette okuyuşunuz sanki güzel şeylerin habercisiydi. Bense o yolda geçmekte olan ben zamanın akışına
devam ettim. Bir bakıma uzunca bir süre üzüldüm yanımda okuyacak kitabım dahi yoktu belki biraz sizin göreceğiniz bir ölçüde oturup bir vakit sonra yanınıza gelirdim. Yani diyeceğim o ki okumaya devam ediniz belki zamansız anda yakınınızda görülebilirim.