İlk defa 27 Eylül sabahı metroda gördüm seni. Birkaç saniyelik göz göze geldik hiç dikkatini çekmemiştim kafanı hemen çevirmiştin ama ben o birkaç saniyede kayboldum. İner inmez hızlı hızlı yürüyüp kayboldun göremedim seni. Kütüphaneden çıkarken ordan geçtiğini gördüm telefonda konuşuyordun gülümsüyordun. Saçını inatla kulağının arkasına koyuyordun ama her seferinde düşüyordu. Adımlarının hepsi birbirine eşitti ve çok hızlı yürüyordun. Sana yetişmek neredeyse imkansızdı 😀 ertesi gün yarım saat de erken gelip turnikenin önünde seni bekledim o gün nedense bakışların çok sertti sanırım birine kızmıştın. Çenen kasılıyken de güzeldin. Yabancı diller Yüksekokuluna kadar takip ettim seni okulda yeniydin buna çok sevindim. Sınıfına kadar da takip ettim D-406. Kapıyı kapatırken göz göze geldik ama yine dikkatini çekmemiştim. Kapı suratıma kapatılmış gibi hissettim ama olsun o da güzeldi. Sevgilin olduğunu sanmıyorum inşallah yoktur gözlerine soluksuz bakmayı ben isterim. Bunu göreceğini de sanmıyorum ama belki birileri sana ulaştırır