Mavi saçlı bir kadını seviyorum. Güzel konuşan bir kadını. Gülümsediğinde sanki zaman duruyor. Elimde olsaydı, o anı defalarca kez izlerdim. Yanında olsaydım, izleyebilirdim. Uzaktan ne kadar sevebilirsiniz? Bilmiyorum. Ben, saatlerce onu dinleyebilecek kadar seviyorum. Özgür hissediyorum onu düşününce. Mavi “en özgür” renktir..Saçları değişse de, ruhu ebediyen “mavi”. Belki gökyüzüne dokunmak seninle olmaktan daha olası. Adını bilmiyorum, ama gülüşünü biliyorum. Adını bilmiyorum, ama özgür hissediyorum. Gece gibi özgür…sonsuz bir gece. Seni hep hatırlayacağım. İsmini bilmesem de seni seviyorum. Ben bir adım atmaya cesaret edemedim. Ya reddedilme korkusu, ya da aynı sevgiyi görememe kaygısı bu. Bakışlarımı yakalıyor olsaydın, belki teslim olurdum. Ben seni izlerken,bir kere bana bak diye bekledim. Herkese bakıp bana bakmıyorsun. Ya da ben göremiyorum. Gözler bir yere gitmiyorsa orada bir şeyler mi vardır? Bu kesin değil, ama ruhumda senden bir parça olduğu kesin. Ruhumu gör artık, hisset beni. Onca gürültüde, sesini duyunca hızlanan bir kalp atışı var. Konuştuğunda aralıksız sana bakan biri. Sadece beni keşfet, istemen değil mecbur. Keşfet beni. Duy beni. Bakma, gör. Gör beni Mavi.