Seninle didişmek, inatlaşmak bile güzeldi ne yalan söyleyeyim.Seni sinir etmek eğlenceliydi. Bir daha belki de hiç konuşamayacağız. Yakında nişan, düğün haberini falan alıp üzülürüm ama yine de bilmeni istediğim şeyler var bir ihtimal belki okursun içimde kalmasın. Son yazdıklarından sonra çok üzüldüm hatta ağladım bile, ama hakettim mi diye sorarsan bence haketmedim söylediğin o son söz ile beni kırmanı, aşağılamanı. Ama kızgın değilim artık sana, geçti gitti. Sende ilgimi çeken tek şey bana benziyor oluşundu. Aynada kendime bakıyormuş gibi hissettim. Birinin bana rağmen beni seviyor olması fikri de hoşuma gitmişti. Kafandan geçen hiçbir şey de umrumda değildi ne mesleğin ne yaşın ne evlilik hiçbiri. Sana ilk mesaj attığım gün var ya üç gün sonra cevap yazmıştım o üç gün nasıl heyecandan ölmedim hala şaşıyorum. Seninle konuşmak benim için çok ekstrem bir şeydi, aslında çoğu kez saçmaladım belki ama insan bir kez içinden gelen sesi dinlemeye başlayınca    mantıklı olmasada, doğal, yalansız bir iletişim olsun istiyor. Keşke konuşmaya devam etseydik ben sevmiştim gıcık hallerini hep yanımda olsaydın.(Aslında tüm suç senin, o son bakışı atmayacaktın.) Ayrica o son yazıyı yollamadan toz olacaktım ama içimden bir ses onu kırmaktansa kolumu tekrar kırsınlar alçı falan çekerim dedi. Ben seni hiç üzmek, kırmak vs. istemedim. İlk defa birini sevdim ve sevildiğimi hissettim. Teşekkür ederim, gıcık sevgilim. Korkma bu aşk sadece beni bağlıyor sen özgürsün git istediğin yere…