Öncelikle ne hissettiğimi bilmiyorum. Ne hissettiğimden tut ne istediğime, senin benim hakkımda ne düşündüğüne kadar hiçbir şey bilmiyorum, tek bildiğim bir şey var o da sana mesaj atmak çok istediğim.Senle havadan sudan saçma sapan bile olsa konuşmak ve boş yapmak istiyorum. Seninle sabahlara kadar konuşulmamış bir şey bırakmamak istiyorum ki ne kadar konuşmak istiyorum orasını sen düşün! Ve bu sefer uyuya kalmayacağıma söz veririm…”benle istediğin zaman konuşabilirsin” “ben hep burdayım”dediğini duyar gibiyim. Hep zaten çok iyiydin..çok kibar ve düşünceliydin. Aklından çıkmıyor oluşumu bana hep hissettirdin. Çok özel hissettim. Benimle geçirdiğin her dakika için minnettarım. Seni hak edemedim hiçbir şekilde seni hak etmedim. Ama önemli olan şu an hak ettiğin yerde, seni hak eden insanlarla birlikte mutlu olman. Görüyorum seni, duyuyorum hakkında çok, mutlu oluyorum ve Seninle gurur duyuyorum. Sana demiştim emeklerinin hep karşılığını alacaksın diye. Hemen surat asma yine insan beğenmediği şehirde bile güzel anılar bırakıyor, öyle değil mi? Bu itirafın kategorisi pişmanlık çünkü o zamanlar bana karşı tek dürüst olan kişiydin benimle her şeyini (gerçekten her şeyi) paylaştın…ama ben yalanların arkasından dolanmayı seçtim. Hayatımda tutmam gereken seni ve hislerini öylece görmezden gelerek…ve böylece açık kalan bu pencere hiç kapanmadı belki pencereden birimiz çıkıp gelir diye mi? Yoksa bu hikayenin yarım mı kalması gerekiyordu?görüldü atılan gönderiler gibi…