Uzun zamandır tanıyoruz birbirimizi , okul dışında da fazlasıyla vakit geçirmelerimiz oldu. Bir klişe niteliğinde olan sabaha kadar konuşmalarla da yeterince güzel vakit geçiriyorduk. Günlerden bir gün ,samimiyetimizin ve karşılıklı ayırdığımız zaman dilimlerinin hatırı sayılır olduğu günlerden birinde , umudumu olağan haliyle yeşertmişken tutup açıldım. Lakin bahsi geçen hanımefendi tutup “Şu sıralar hayatımda kimseyi istemiyorum” şeklinde bir redd-i cevabla bana yol vermişti.Nasıl yol vereceği konusunda üzerine fazla düşünmemiş olmakla beraber sanırım o âna dek her şey olağan seyrinde diyerek nitelendirebiliriz.Üzerinden 1-2 hafta geçmesiyle beraber bu hafta kendisini başka biriyle sarmaş dolaş halde gören ben küçük bi sendeledim , hatta afalladım. Ya hu ilk defa reddedilmiyoruz o tamam ama tutup böylesine bir manzarayı da hak etmiyoruz sanki be üstadım ? Hiç mi dönüp vicdani muhasebe yapmadın , ne ara bu kadar ilerlediniz…Sahi , ayrılıklar da sevdaya dahil diyordun Atilla abi ; -hoş , ortada birliktelik olmadığı için ayrılık ifadesi de yakışmıyor olabilir- Peki ya , bana yol verdikten 10 gün sonra bi başkasıyla sarmaş dolaş halini görmek de sevdaya dahil mi ?