Ben bu hayattan anladım ki insan verdiği kararlardan pişmanlık duymamali. Duyulan her pişmanlık bizi geçmişe biraz daha hapsediyor. Geçmişi asla geçmiyor ama bu bizim ilerlememize engel olmamalı. Yeter ki o geçmişte kirdigimiz bir kalbi dahi kırık bırakıp kendi yolumuza devam etmeyelim. Çünkü bunun acısı elbet birgün çıkacaktır bizden. Yaktığımız kadar yanacak kırdığımız kadar kırılacağız. Belki sevdigimizden çok daha az sevileceğiz ama yüreğimizde vicdan azabı olmayacak. Çok yipranacak darbe üstüne darbe yiyeceğiz ama bileceğiz ki biz bu hayatı dolu dolu yaşadık. Bir saniyesine dahi hükmedemediğimiz zamanı hiç uğruna sebil etmemiş olacağız. Ben şairane inşaatçı olarak yaptığım tonca yanlışlardan sonra geride en azından kırık bir bırakmamanın mutluluğu ve kırgınlıkları bir daha yaşamamak için günlerimin çoğunu yalnız geçirmenin huzurunu tatmak için hep istenmeyen yanlış anlaşılan ben-i muhabbet ehli dışındaki herkesin dışladığı biri olarak hayatıma devam edeceğim. Hani derler ya; “Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir.. ”
Neyse yine sözü uzattım. Belki bir gün hayatin farklı yer ve zamanlarında görüşmek ümidiyle…